AŞKA MEKTUP 2
Ey Aşk…
Duymaz mısın
fakirhane dilimden gönlümün nidalarını, sormaz mısın bu benden ne ister diye,
acımaz mısın bana halimi arz edemeyince kıvranıp adını sayıkladığımda, sende
anlamaz mısın değerini, bilmez misin benden alıp bana verdiklerini, susar mısın
sende insanlar gibi? Sen bekleyişlerime engel misin, çare mi? Derdime dert
misin derman mı? Sonu aydınlık bir çıkış mısın yoksa adımımı atmadan uzadıkça
koşulacak yol mu?
Ey Aşk…
Farzet ki
ben denizinden buharlaşan su damlasıyım. Senin semanda ansız bir rüzgarla
yolunda sürükle beni. Ani bir soğuk üfle, büsbütün ağırlaşsın bedenim, ruhuma
can gelsin seninle. Sonra bırak beni düşeyim yeryüzüne, çarpsın her zerrem
ayaklarının dibine. Sızayım yavaşça, toprağın, taşın değsin, alsın benden sana
çirkin gelenleri. Arındırsın beni kötüye dair her şeyimden. Bir küçük akarsuyun
yakalasın, akıtsın beni ırmağına, dost edineyim nehirlerini ardından denizini,
ulaştır beni ummanına. Bırak kaybolayım derin sularında, vur beni sert
kayalıklarına; lakin atma beni.
Susma Ey
Aşk…
Neden bu
kadar hamuşsun bana, benim sana hamuş olduğum zamanlarda. Susma anlat beni
sükunetim hep sana. Sende vardım, senden olsun yorgunluğum. Sende doğsun
güneşim, sende parlasın ıssız gecemin semasında yıldızlar, senin etrafında
dönsün dünya, bütün gezegenler, bütün galaksiler, sende var olsun bütün evren.
Bütün kuşlar kanatlarını senin için çırpsın, değişen bu mevsim senden alsın
güzelliğini, seninle doysun canlılar, seninle susamışlığını gidersin rengine
dönmekte olan kızgın çölün kumulları. Bir zerrene muhtaç olanlar yürüsün uzak
diyarlardan çıkmış olanlar, uzadıya giden yollarını. Sende saklansın bütün
sırlar, sende aydınlansın gerçekler, sende son bulsun yalana dair her şey. Sen
doğrulara gerçek, gerçekte doğrusun. Yalana hakikat, hakikatte mutlaksın.
Varılması güç, bir nefes kadar da yakınsın. Galü Beladan beridir sendeyim,
bendesin. “Şehidna!” şahit tutuldum varlığına, yok dememek için. Dil yalanlasa
gözler şahittir varlığına. Akan her gözyaşı seni yazar satırlara. Gözlerin sana
akar çeşmeleri, sana çağlar şelaleleri, sende ulaşır bir yüz hattı boyunca akan
sularına. Gözler heba olmasın mı senin uğruna, ak uzuvlarında dolaşmasın mı
alyuvarlar? Gözler tanısın mı insanların hepsini, hepsinin suretine aynı mı baksın,
anlaşılmaz olmasın mı gözü okşayan her bakış?
Ey Aşk…
Ben bir
yolcu yolun da, yolcuğunu bilmeyen.
Attığı her adım da adını zikreden. Vah! Dense bile vazgeçmeyi bilmeyen.
Yolunu şaşırsa dahi gittiği her yere adınla selamını sunup yol alan yolcu.
Varsın bitmez olsun yolların, uykusuz olsun gecelerin, olmak bilmesin
gündüzlerin. Ben yolunda yolunu bilmeyen, yolunda kendini bilen, hakikatte seni
öğrenen, kimsesiz yolcu. Aradığında bulamayan, inandığında arayan, yoluna baş
koyan yolcu.
Hamuşum ey
aşk öyle bir hamuş ki sana doymayan.
Özcan Gül 11/D 276
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder