SENDELE,
DÜŞ VE KALK !
Hayat
yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgide ip cambazlığı yapmak gibi.
Eğer o
ince çizgide iyi yürüyebiliyorsan güzel yaşıyorsun demektir ya da dışarıdan
öyle görünüyorsundur. Mutlu, zengin, iyi bir ailen varsa senden iyisi yoktur,
başkaları için. Kimse içindeki düşüşleri görmez, görmek istemez. Konuşurlar
“Çok iyi, hoş” diye. Sen içindeki düşüşlerden hasar görmeden kalkmaya
çalışırsın. Bazen kalkarsın, bazen kalkamazsın. Sen kalkmaya, iyileşmeye
çalıştıkça yarana tuz basan insanlar çıkar karşına hayatta.
Eğer bir yanlışın
olursa yürürken, insanlar “Ay şöyle olmuş, ay böyle olmuş” konuşurlar arkandan.
Kendilerine her şeyden bir laf çıkarmayı çok sever çünkü insanoğlu. Kendi
hayatlarına bakmadan senin hayatının içine düşerler. Karışırlar hayatına sanki
gerçekleri tek bilen kendileriymiş gibi.
Eğer o ince çizgide sendeleyerek yürüyorsan
hayat biçimin “Ne öldürür, ne güldürür” biçimindedir. Hayatın normaldir, başka
insanlar için, senin için belki daha iyidir bilinmez. Her şey senin elindedir
aslında, daha iyi veya daha kötü senin elindedir.
Sanırım en kötüsü de o
ince çizgiden düşmek. Düştüğün zaman kalkabileceğini düşünmezsin, yeniden
başlayabileceğini… O an her şey bitti
dersin. “Her şey bitti” o an
sevenlerin devreye girer, senin canın fazla acımadan kaldırmaya çalışırlar
seni. Kalkmayı, yeniden yürümeyi hatırlatırlar sana. Ellerinden ne geliyorsa
yaparlar ve tek beklentileri senin yara almadan yeniden başlayabilmendir o
bekledikleri şey.
Hayatı gerçekten ince
bir çizgide yürümek gibi yaşıyorsun ve o ince çizgi öldüğün anda tükeniyor.
Sonsuz bir beyazlık alıyor yerini. Yürüyebildiğine şükret. Yarın yürüyeceğini
değil, anını yaşa!
Aysu Balcı 9/A 69
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder