YALNIZLIK GİBİ
Yalnızım, yalnızsın, yalnızız…
Nereye gittiğimizi
bilmeden yürüdüğümüz bu patika yolda, belki hayatımız bir denize varır ucu
bucağı olmayan, belki yolumuz hayatı iyisiyle kötüsüyle öğreneceğimiz hayat
yoluna çıkar. Kim bilir belki de dönüp dolaşırız aynı yerde nisan yağmurlarıyla
birlikte…
Hayatta yalnızsan
eğer nereye gideceğini, kimlere güveneceğini, nereye düşeceğini bilemezsin
nisan yağmurları gibi. Çünkü nisan yağmurları bazen bitkilere düşüp hayat
kaynağı olurken, bazısı sokak kaldırımlarına düşüp çamurlaşıp insanların
kaçtığı şey oluyor. Bazen yağmur damlası bitkilere güveniyor. Ama bitkiler
güneş çıkınca yağmur damlasını unutup gökyüzüne teslim ediyor. Yeryüzünden kapı
dışarı edilen yağmur damlası tekrardan buluta sığınıyor. Ama bulut da içinde ne
olduğunu bakmadan yeryüzüne bırakıyor yağmur damlasını nisan yağmurlarıyla
birlikte. Yağmur damlası belki yine bir bitkiye düşüp güneşi bekleyecek, belki
de çamura dönüşüp farklı bir boyuta geçecek.
Bazen de insanlar
yalnızlığa, yalnız kalmaya çok alışıyor. Aman kimse gelmesin de bir soranım
olmasında, deyip kendisiyle baş başa kalmayı tercih ediyorlar. Belki
kendilerini böyle mutlu hissediyorlar ama şunun hiç tadına varamamış oluyorlar;
dostluk, arkadaşlık, sevgi, en önemlisi ise mutluluğun.
Kim o! Sessizliğimi
bozup kaçan.
Kim o! Yalnızlığa
tam alışmışken tekrardan unutturan.
Kim o! Kalbimdeki
boşluğu karartan.
Kim o! Güneşe
küstüğüm bile bile perdeleri aralayan.
İnsan yalnız
kaldığında ne kadar mutluyum dese bile aslında her zaman içinde bir sevgi
boşluğu taşır. Bazen de insan kendi elinde olmadan yalnız kalır. Çünkü kendi
doğruları başkalarının ya yanlışı ya da tahammül edemeyeceği şeylerdir. Bu
yüzden de yalnız kalır, sevgisiz kalır, unutulur tıpkı nisan yağmurları gibi.
Şimdi kalbimdekine
sesleniyorum. Ben çok yalnızım kalbimde senin sevgin yok. Sen çok yalnızsın
kalbinde benim sevgim yok. İkimiz de yalnızız, aşkın bizim için bir anlamı yok.
SELAHATTİN KESKİN
10-D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder