HAYAT İÇİNDE ‘’HUZUR’’
Herkes tarafından belirlenmiş, ortak bir
tanımı olmayan o eşsiz hislerden biridir Huzur… Birisi sizden huzur hissini
anlatmanızı istese ona belirli kalıplara sıkıştırılmış tanımlar veremezsiniz
ancak yaşadığınız olaylar eşliğinde karşı tarafın sizi anlamasını beklersiniz.
Huzur… İnce fakat çok yağmış yağmur sonrası
gevşemiş olan toprağın yaydığı kokudur. Bir annenin bebeğinin kalp atışını
dinleyerek uykuya dalmasıdır. Bir polis memurunun azılı bir suçluyu başka
insanlara zarar vermeden tutuklamasının ardından duyduğu rahatlık hissidir.
Bilmediğiniz bir nedenden ötürü gün içinde enerjik olmanızdır. Bir film
izlerken sonunun kötü biteceğini düşünürken mutlu bir şekilde sonlanmasının
ardından duyduğunuz coşkudur. Sahil kenarında oturup denizin sonsuz gibi görünen
maviliğine bakarken hayallere dalmaktır. Sevgililerin karşılıklı oturup
konuşmadan, kelimelere ihtiyaç duymadan birbirlerinin gözlerindeki aşkta
kaybolmalarıdır. Sırtüstü çimenlere uzandığınızda ağaçların arasından sızan
güneş ışıklarının gözlerinizi tatlı tatlı acıtmasıdır. Yeni doğmuş bir bebeğin
o cennet gibi kokusunu içinize çekerken gözlerinizin istemsizce kapanmasıdır.
Öğrencilerin o hayatımızı belirleyen sınavdan çıktıktan sonra dedikleri ‘Oh
be!’ ‘dir.
Huzur… Henüz sözlüklerimize tam bir ifadesi
geçmese de hepimizin onun hakkında söyleyecek bir şeyleri olduğu bir histir.
Aynı anda hem mutlu, hem coşkulu, hem de heyecanlı hissetmektir. Aynı anda
birçok şeyi hissedip tek bir şeyi düşünebilmemizdir…
HAVVAGÜL KIŞLA 11-D 501
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder